GenelGÜNCEL HABERHaberlerİşORMAN ÜRÜNLERİSOSYAL MEDYA

“Makina” mı, “Makine” mi: Yarım Asra Yayılan Kavga!

Türkiye'de halk arasına uzanan dilbilim tartışmalarının en uzun soluklu olanlarından birisi, "makina" ile "makine" sözcüğünün kullanımı arasındaki çekişmedir. Özellikle de 2010 yılında emekli öğretim görevlisi Dr. Günseli Naymansoy'un "Sözcüğün doğrusu 'makine'dir; üniversitelerde bu kullanım düzeltilmelidir." şeklindeki çıkışı, bunun ardından YÖK ve Türk Dil Kurumu gibi kurumlara talepte bulunması ve bu sürecin ulusal medyaya da taşınması tartışmaların iyice karmaşıklaşmasına neden olmuştur.

Gerçekten de ülkemizdeki üniversitelerde bu konuda ciddi bir karmaşa görülmektedir. Türkiye’nin en önde gelen üniversitelerinin büyük bir çoğunluğunda (örneğin Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi), terim “makina” olarak geçmektedir. Bazı üniversitelerde ise (örneğin Bilkent Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Koç Üniversitesi) “makine” sözcüğünü tercih etmektedir. Bazı diğer üniversitelerin sitesinde ise (örneğin Selçuk Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi) her iki kullanıma birden rastlamak mümkündür.

Meslek kuruluşları açısındansa daha büyük bir fikir birliği bulunmaktadır. Örneğin Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) altındaki mühendislik odası, makina sözcüğünü tercih etmektedir: TMMOB Makina Mühendisleri Odası. Benzer şekilde, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) de Makina Mühendisleri Odası‘nı tercih etmektedir.

Türk Dil Kurumu ve Kafa Karışıklığı

Bu tarz konularda yetkili kurum Türk Dil Kurumu’dur. Her ne kadar kurumun bilimsel terminoloji konusundaki eksikleri bariz olsa da, bu tarz kelime kökenine dayalı bir konuda yetkili kurum olarak alınması elzemdir.

HaberTürk’ün 2010 yılında yaptığı bir haberde, Naymansoy’un TDK’ye attığı bir e-posta sonrasında, Türk Dil Kurumu başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın’dan aldığı cevapta “1965 yılından itibaren imlâ kılavuzlarında sözcüğün ‘makine’ biçiminde yazıldığı” iddia edilmektedir.

Bu tuhaftır. Zira Türk Dil Kurumu’nun çevirimiçi olarak yayınlanan Genel Türkçe Sözlük’üne girip, makina sözcüğü aratılacak olursa, sözcüğün hatalı olmadığını gösteren bir şekilde makine sözcüğüne yönlendirme yapılmaktadır.

TDK, hatalı yazılan sözcüklerde herhangi bir sonuç vermemektedir. Örneğin aynı sözlükte tıraş yerine traş yazacak olursanız, “Traş yerine aşağıdakilerden birini bulmak istediyseniz tıklayınız.” şeklinde bir uyarı çıkmaktadır.

Dolayısıyla sözcüğün makina kullanımı Türk Dil Kurumu tarafından hatalı sayılmamaktadır. Yalnızca olan, kurumun makine sözcüğüne yönelik bir tercih beyan ediyor olmasıdır. Bu terimin karşılığı olarak detaylı açıklama yapılmaktadır:

İşin Aslı Nedir?

Bu herkes için büyük bir problem olmayabilir; ancak dilbilime ilgi duyan kişiler için bu tip ufak detaylar oldukça ilgi çekici ve önemli olabilmektedir. Bu yazımızın da bu tarz detaylara ilgi duyan kişilere yönelik yazıldığını düşünülecek olursak, biraz daha detaya girmekte sakınca görmüyoruz. Dolayısıyla, işin aslı konusunda güvenilir bir limana sığınmak için birkaç noktaya bakabiliriz:

Temel Türkçe Kuralları

Elbette bir kelimenin ünlü harflerinin nasıl düzenlenmesi gerektiğiyle ilgili olarak akla gelen ilk unsur, hepimizin ilkokul sıralarından beri öğrendiği en temel Türkçe kurallarından birisi ünlü uyumu kavramıdır. Büyük Ünlü Uyumu, Türk Dil Kurumu tarafından şöyle tanımlanmaktadır:

Bir kelimenin birinci hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de kalın, ince bir ünlü (e, i, ö, ü) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur: adım, ayak, boyunduruk, burun, dalga, dudak, kırlangıç; beşik, bilezik, gelincik, gözlük, üzengi, vergi, yüzük vb.

Ne var ki yine Türk Dil Kurumu’na göre:

Alıntı kelimelerde büyük ünlü uyumu aranmaz: ahenk, badem, ceylan, çiroz, dükkân, fidan, gazete, hamsi, kestane, limon, model, nişasta, otomatik, pehlivan, selam, tiyatro, viraj, ziyaret vb.

Dolayısıyla aradığımızı burada bulamıyoruz. Hoş, zaten sözcüklerin ikisi de (makina da, makine de) bu kuralı ihlâl edeceği için çok da uzağa gidemezdik.

Kelimenin Kökeni

Bu durumda, kelimenin ödünç alındığı dile bakmak, sıradaki en mantıklı adım olacaktır. Türk Dil Kurumu tarafından hem makina hem de makine sözcüğünün kökeni İtalyancadaki macchina sözcüğüne dayandırılmaktadır. Sözcük, bariz bir şekilde a harfi ile bitmektedir. Bu, önemli bir ipucudur.

İtalyancada macchina “karmaşık aygıt” anlamına gelmektedir. Latincede sözcük machina olarak geçmektedir ve aynı anlamda kullanılmaktadır. Antik Yunancada mēχanḗ olarak, “aygıt, mekanizma, özellikle makaralı kaldıraç” anlamında kullanılmıştır. Tüm bunlar, Hintavrupa Anadili’nde *magh- kökünden gelmektedir. Yani “yapma, yarama, yapabilme, gücü olma”…

Diğer Güvenilir Dilbilim Kaynakları

Etimoloji dendiğinde akla gelen ilk kaynak kuşkusuz Nişanyan Sözlük’tür. Bu sözlüğün gösterdiği köken bilgisi önemlidir; çünkü böylelikle 1965 yılındaki kafa karıştıran kararın ötesine geçerek sözcüğün gerçek Türkçe kökenine ulaşabiliriz.

Nişanyan Sözlük’te de makina sözcüğü, makine sözcüğüne yönlendirmektedir. Sözcüğün ilk kullanımına 1792 yılında Ebubekir Ratib Efendi tarafından yazılmış olan Nemçe Sefaretnamesi isimli eserde rastlıyoruz:

Ertesi gün bir akademyaya dahi götürüp makina elektrika dedikleri alet ile on beş mikdarı i’mal-i acibe (…) izhar eylediler.

Sonuç

Sonuç olarak sözcüğün orijinal olarak ödünç alındığı kaynak dikkate alınacak olursa makina kullanımı, Türk Dil Kurumu’nun 1965 tarihli gerekçesiz kararı dikkate alınacak olursa makine kullanımı geçerlidir. Ancak Genel Türkçe Sözlük’ten yola çıkacak olursak ikisi arasında fark olmamakla birlikte, dilbilimcilerin makine sözcüğü yönünde bir tercih gösterdiği görülmektedir.

Konuyla ilgili bir diğer tahmin, ödünç alınan kaynağın zamanla değişmesi olabilir. Özellikle 20. yüzyılın ortalarında dilimizde İngilizcenin etkisi arttıkça, İngilizcedeki machine sözcüğü de dilimize makine şeklinde sirayet etmiş olabilir. 1965’te alınan karar, İtalyanca yerine İngilizcedeki sözcüğün ödünç alınmasına yönelik bir çabanın ürünü olabilir. Gerekçe açıklanmadığı için nedenini de bilmek güçtür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu