Ahşap Sektörü Yangın Riskine Ne Kadar Hazır?
Mobilya ve ahşap tesislerinde yangına sebep olabilecek birçok tehlike kaynakları ve riskler var. Ağacın işlenmesi sırasında oluşan talaş tozları, çok çabuk tutuşabilme özelliğine sahip bulunuyor. Mobilyanın hammaddesini ahşap ve ağaç benzeri ürünlerin oluşturması, beraberinde yangınla ilgili birçok riski de gündeme getiriyor. Mobilya fabrikasında üretimden depolamaya kadar çok geniş bir alan yangın açısından riskli bölge olarak tanımlanıyor. Mobilya ve ahşap sektörünü hammadde üreticileri, hammaddeyi kullanan mobilya üreticileri ve masif üreticiler olmak üzere 3’e ayırabiliriz. Mobilya ve ahşap sektöründe masif ağaçtan mobilya üreten, ahşap işleyen, kereste alanında faaliyet gösteren ya da parke üreten firmalar bulunuyor. Hemen hepsinin hammadde ve atığını MDF, sunta, talaş gibi ahşap ve türevleri oluşturuyor. Bu da üretim teknolojileri farklı olmasına rağmen sektördeki tüm firmaların yangın riskine karşı iş güvenliği açısından tedbirler almalarını gerekli kılıyor. Bu noktada en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında, tedbirlerin ne zaman alındığı geliyor. Yangını önleyen ve yangın çıktıktan sonra devreye giren olmak üzere iki aşamadan oluşan bu tedbirleri tesisin kurulumu sırasında gerçekleştirmek ve makineleri yangın risklerini planlayarak yerleştirmek büyük önem taşıyor. Yangın söndürme sistemine maliyet gözüyle bakılması, firmaların düştüğü en büyük hatalardan biri. İşletme sahiplerinin yatırım yaparken yangın güvenliği için kaynak ayırmaması yangınla ilgili tehlike kaynaklarının oluşmasına neden oluyor. Fabrika kurulurken yangın önleme faaliyetlerinin yerine getirilememesi can ve mal kayıpları konusunda riski artırıyor. Öte yandan yangında sadece hammadde, fabrikanın binası, makineler ya da ürünler yanmıyor. Aynı zamanda belli taahhütleri olan firmanın işleyiş yapısı, çok önceden aldığı siparişleri, tedarik zinciri, müşterilere olan güven ve itibarı da yok oluyor. Böyle düşünülünce yangınla ilgili yapılacak yatırım çok daha önem kazanıyor.
Yangın tedbirleri kadar bu tedbirleri alırken danışılacak kişilerin yetkinliği de önemli. Tedbir alınacak olan fabrikanın riskleri bertaraf edecek altyapıda olması için yangın konusunda tecrübeli ve bilgili bir danışman firma ile çalışmaya özellikle dikkat etmek gerekiyor. Ahşap sektörünün kendine özgü bir risk yapısı ve çözümlerinin olması, bu sektörü bilen danışman kişi ve firmalardan danışmanlık hizmeti almayı gerekli kılıyor. Bu sektöre yönelik eğitimli ehil kişilerden danışmanlık hizmeti alınmasını öneren yetkililer, “Yangın konusunda personelinize eğitim verin, yangınla ilgili yönetmelikleri iyi inceleyin. Tesisinizdeki riskleri iyi belirleyin ve ona göre tedbirler alın.
Riskin gerçekleşmesini beklemeyin, her zaman yangın oluşacakmış gibi bilinçle üretim yapın” tavsiyelerinde bulunuyor. Kuruluşu eskiye dayanan atölye ya da fabrikaların bir kısmında hâlâ gerekli tedbirler alınmamış olsa da, Türk sanayisinde yangına ilişkin bilinç konusunda son yıllarda önemli bir gelişim mevcut. Mobilya ve ağaç işleme makineleri sektörünün son yıllarda ihracatçı pozisyona geçmesi, fabrikalardaki yangın tedbirlerine yapılan yatırımın artmasının itici gücü olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa’da bir sigorta şirketine mobilya fabrikasını sigorta ettirirken, önce o konuda uzman bir eksper kişi ön inceleme yapıyor. Ahşap ve mobilya sektörünü bilen kişi uzman olduğu için öncelikle fabrikada nelere dikkat edeceğini ve bakacağını çok iyi biliyor. Fabrikada eksik çok ise fabrikayı sigortalamıyor. Mobilya sektöründe makine parkurunun pahalı olması, Avrupa’daki gibi artık Türkiye’deki sigorta şirketlerinin de bu risklerin altına girmek istememelerine neden oluyor. Avrupa’daki sert yaptırımların Türkiye’de de hayata geçmesi yangına karşı sektörün daha çok yatırım yapmasını hızlandırması bekleniyor.
Yangını çıkaran pek çok sebep var
Mobilya ve ahşap üretim tesislerinde pek çok risk yangına sebep olmakta. Bunların başında elektrikle ilgili riskler geliyor. Makinelerin çıkardığı kıvılcım ya da kablo bağlantılarının doğru yapılmaması yangına neden olabiliyor. Öte yandan statik elektriklenme de yangın için bir sebep oluşturabiliyor. Mobilya tesislerinde sürekli kıvılcım üreten makinelerin bulunması, kalibre zımpara makineleri gibi sürtünmeyle çalışan bu makinelerde oluşan statik elektriğin yangına dönüşmesine neden olabiliyor. Sağlıklı ve doğru bir topraklamanın olmaması da yangın için bir neden. Topraklama, makinedeki elektrik kaçaklarını kimseye zarar vermeden toprağa ileterek bertaraf etmesi için gerekli bir tedbir. İyi bir topraklamanın bulunmaması elektriksel problemleri artırıyor. Yangın için bir diğer risk, fabrikaların yeterince iyi temizlenmemesi. Sektördeki üretim yerlerinde tozun yoğun olması, belirli aralıklarla bu tozların temizliğini gerekli kılıyor. Bunun için de iyi bir toz toplama ünitesinin kullanılması gerekiyor. Toz emiş sistemlerinin kalite ve performansları, emişin iyi olmasını ve makinenin üzerindeki tozun yakalanmasını sağlıyor.
Tedbirler hayati derecede önemli
Yangına karşı alınması gereken çok sayıda tedbir var. Bunların başında Kıvılcım Algılama ve Söndürme Sistemleri geliyor. Yangına karşı öyle hayati öneme sahip ki eğer bu sistemler Avrupa’da herhangi bir fabrikada yoksa sigorta şirketleri tesisi sigortalamayı kabul etmiyor. Yangını çıkmadan önce bertaraf eden bu sistemler toz toplama sistemlerine entegre olarak çalışıyor. Bir makineden tozu topladığınızda toz borularla emiliyor. Bu borunun içinde hareket eden bir toz taneciği makineden çıkmış bir kıvılcım ise tehlikeli bir şekilde tozun depolandığı yere doğru seyahat ediyor. Oraya ulaştığında anında çok büyük yangına dönüşüyor. Boru hatlarına takılan kıvılcım algılama ve söndürme sistemleri, toz taneciğini daha yolda yakalayıp sisteme ulaşmasını engelliyor. Kıvılcım, bir kör testerenin sürtünmesi ile yüksek sıcaklıkla bile çıkabiliyor. Bozuk testereler, bozuk makine takımları kıvılcıma neden oluyor. Bu riskleri bertaraf edecek kıvılcım algılama ve söndürme sistemleri dünyada çok ciddi oranda kullanılıyor. Türkiye’de de her geçen gün yaygınlaşıyor. Tesislerde alınacak sistemsel tedbirler kadar personel eğitimi de çok önemli. Bilinçsiz müdahale ile ölümlü vakaların oluşması riskine karşı, personelin de yangın tedbiri ve yangın sonrası konusunda eğitime tabi tutulması gerekiyor.
Söndürme teknikleri:
Yanmanın gerçekleşmesi için gerekli olan yanıcı madde, ısı kaynağı ve oksijenden herhangi birinin ortadan kaldırılması ya da uzaklaştırılması ile yanma olayı sonuçlanıyor. Bu çerçevede yangın söndürme tekniklerini şöyle sıralayabiliriz.
Soğutma: Yanıcı maddenin sıcaklığını tutuşma sıcaklığının altına indirmektir.
Boğma: Havanın yerini alan ağır gazlarda oksijenin yangına ulaşmasını engellemektir.
Dağıtma: Fiziksel veya mekanik hareketlerle yerini değiştirerek yanmamış yanıcı maddeyi yangın ortamından uzaklaştırma işlemidir.
A Sınıfı: yangınlar, soğutma ve yanıcı maddenin uzaklaştırılması ile söndürülür ve kontrol edilir.
B Sınıfı: yangınlar, soğutma (sis halinde su) ve boğma (karbondioksit, köpük, kuru kimyevi toz) ile söndürülür ve kontrol edilir.
C Sınıfı: yangınlar, kuru kimyevi toz kullanılarak boğma yöntemiyle söndürülür.
D Sınıfı: yangınlar, yine boğma yöntemi ile kuru kimyevi tozlar ve ince kum kullanılarak söndürülür.
Söndürme maddeleri: Su, A türü yangınlarda kullanılır. Köpük, basınçlı su + deterjan + hava
Kuru kimyevi tozlar: CO2 söndürücüler, özellikle elektronik aletler gibi hasar görmemesi istenen malzemelerde kullanılabilir.
Kaynak: AİMSAD