GenelGÜNCEL HABERHaberler

Ormanlar emdikleri karbonu yangında atmosfere geri salıyor

Orman yangınlarında hem karbon yutaklarının azaldığını hem de atmosfere karbon salımı gerçekleştiğine dikkati çeken uzmanlar, bir ağaç yandığında yanma miktarına bağlı olarak kütlesinin dörtte biri kadar karbonu atmosfere salabildiğini belirtti.

İstanbul

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Havza Yönetimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Serengil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yanan bir ağacın, atmosfere, kendi kütlesinin yaklaşık dörtte biri kadar karbon saldığını anlattı.

Serengil, “Bu, ağacın tamamı yandığı zaman ortaya çıkan rakam. Yangın tipi ve şiddetine bağlı olarak bazen yüzde 50’si yanar, bazen dalları yanar, bazen gövdesinin bir kısmı yanar. Biz buna ‘yanma yüzdesi’ diyoruz, buna göre emisyon değeri değişim gösterir.” dedi.

Odundaki karbonun, orman yangınında sadece sera gazları değil, hava kirletici gazlar şeklinde de atmosfere salındığını aktaran Serengil, Türkiye’de yıllık 2-3 milyon ton karbondioksit eşdeğeri orman yangını kaynaklı emisyon gerçekleştiğini, bunun, 2021 yılındaki yangınlarda 15 milyon ton karbondioksit eşdeğerinin üzerine kadar çıktığını vurguladı.

“Ormanların yaşam koridoru gibi kentlerin içerisine girmesi gerekiyor”

Türkiye’de 2015’ten bu yana orman yangınlarının ciddi artış gösterdiğini, bunda, son yıllardaki aşırı sıcakların etkisinin büyük olduğunu belirten Serengil, “Aşırı sıcak havalarda, yanıcı madde dediğimiz ölü örtü ve ölü odun gibi orman tabanındaki maddeler iyice kuruyor ve yanmaya daha hassas oluyor. Türkiye’de yangın periyodu kabaca mayıs-eylül dönemidir. Ama temmuz ayı çok daha risklidir, bir izmarit bile yangın çıkarabilir, mayısta veya eylülde ise tutuşma ve yayılma daha zor ve yavaştır. Bu, tamamen yanıcı madde nem içeriği ve rüzgar hızı ile ilişkilidir.” diye konuştu.

Yanıcı maddenin kuru ve bol olması, rüzgarın şiddetli esmesi ve müdahalenin gecikmesi durumunda büyük orman yangınlarının yaşandığını kaydeden Serengil, “Bu sene, şu ana kadar müdahaleler zamanında ve etkili gerçekleşti. Ayrıca bizim yangına hassas bölgelerimizde, yangınlarla boğuşan komşu Akdeniz ülkelerine kıyasla daha iyi hava koşulları oluştu. Orman teşkilatımızın yangın ekipleri eylül sonuna kadar teyakkuzda bekleyecekler.” ifadelerini kullandı.

Orman yangını nedeniyle karbon emisyonu gerçekleştiğini ve bunun sonucunda da sıcaklığın daha da arttığını vurgulayan Serengil, Türkiye’nin toplam emisyonu ve ormanlarının emisyon azaltımına katkısıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“Türkiye olarak 2020 yılı karbon emisyonumuz 524 milyon ton. Ormanlarımız sayesinde ise 57 milyon ton azaltım yapmışız. Kişi başı emisyonumuz ortalama 5,5 tona eşdeğer, ABD ve AB geneline göre halen düşük. Hedefimiz ise Paris Anlaşmasına taraf diğer ülkeler gibi yüzyıl ortasında net sıfır emisyona ulaşmak. İnsanlar yaşam konforlarından taviz vermedikleri ve nüfus artmaya devam ettiği sürece küresel toplam emisyon da düşüşe geçmeyecektir. Düşüşe geçtiğinde bile atmosferik karbondioksit konsantrasyonunun düşmeye başlaması uzun yıllar alabilir. Isınmanın on yıllar boyunca artış trendinde devam etme olasılığı yüksek. Bu da önümüzdeki on yılların geçen on yıldan çok daha sıcak olabileceği anlamına geliyor. Orman yangınlarına karşı çok ciddi önlemler almamız gerekiyor.”

Orman yangınlarının aşırı sıcak hava dalgaları nedeniyle engellenmesinin zor ancak mümkün olduğunu söyleyen Serengil “Kent içi ve çevresindeki ormanların birer yaşam koridoru gibi kentlerin içerisine girmesi gerekiyor ki kentte mikro iklimi biraz dengelesin, ısı adası etkisini hafifletsin. Aşırı sıcaklarda kent içi yeşil alanların rolü çok kritik çünkü önümüzdeki yıllarda bizim de sıcak hava dalgası yaşama olasılığımız yüzde yüze yakın.” değerlendirmesini yaptı.

“1 hektar orman yandığında 125 ton karbondioksit açığa çıkıyor”

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz da yetişkin bir ağacın yılda 20-25 kilo arasında karbondioksit emdiğini, yandığında ise bu karbondioksiti geri verdiğini belirterek “30 senelik ağaçlardan oluşan bir ormanda yangın olduğunda bir çam ağacı 600 kiloya yakın karbondioksit salımına neden olur. Tabii 30 yaşındaki bir çınar ağacı ile 30 yaşındaki elma ağacı farklıdır. Bu nedenle ortalama rakamlar bunlar. 1 hektar orman yandığında 125 ton karbondioksit açığa çıkıyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin ve Avrupa’nın güneyinin iklim değişikliğinin sonucu olarak bu yüzyılın sonunda ormansız bir yer haline geleceği tahmininde bulunan Kurnaz, ağaçlar yandığı zaman karbondioksit açığa çıktığını, aynı zamanda emilen karbondioksitin de azaldığını ve bu durumun iklim değişikliğini hızlandırdığını bildirdi.

Yangınları önlemek için insanları orman içi ve çevresinden uzaklaştırmak gerektiğini ifade eden Kurnaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“Orman içinde siz mangal yaptığınız zaman mutlaka bir sorun olacak. Ormandan çıkarken kullanılan nesnelerin önemli bir kısmını bırakıyoruz. Özellikle tenekeler ve cam şişeler hem orman ekosistemi, hem orman yangınları açısından çok ciddi sorunlar yaratıyor. Bunlar bizim bariz dikkatsizliklerimiz ve bunları engellemek mümkün. Dikkatli olursak bu sorunların büyük bir bölümünü ortadan kaldırabiliriz. Orman köylüleri zaten orada yaşadıkları için nispeten bu konularda daha dikkatli. Dışarıdan gelenler daha büyük sorunlar yaratıyor.”

“İklim değişikliğiyle yangınlar arttı”

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Meteoroloji Mühendisi Adil Tek ise iklim değişikliğiyle sıcaklıkların yükselip ormanlardaki nem oranının düştüğünü, nem miktarı düşen ormanlık alanların yangına daha yatkın hale geldiğini vurgulayarak, “Böyle bir kısır döngü var, küresel iklim değişikliğiyle orman yangınları da artmaya başladı.” dedi.

Bu yaz, son 30 yıldakinin üzerinde sıcaklıklar olacağı yönünde tahminler yapıldığını dile getiren Tek, “Şu anda dünya üzerinde karbondioksiti çeken, emen en önemli mekanizma ormanlar. Ormanlar sayesinde yerden çıkan karbondioksiti toprağa geri gömüyoruz. Orman yangını olduğu zaman atmosfere karbondioksit veriyor, sıcaklığı artırmış oluyoruz. Bu noktada katlamalı bir büyüme oluyor.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu