52 yıllık emek !
GİRESUN (AA) – GÜLTEKİN YETGİN – El işçiliği ile 100 civarında parçayı bir araya getirerek tahta beşik üreten Aziz Kahraman, 52 yıldır mesleğini sürdürüyor.
Güce ilçesi İlit köyünde yaşayan 64 yaşındaki Kahraman, 12 yaşında babasının yanında mesleği öğrenmeye başladı. Askerlik dönüşü babasının yanından ayrılan Kahraman, evinin altında açtığı atölyede ahşap işliyor.
Yarım asrı aşkın süredir mesleğini devam ettiren Kahraman, 100 civarında ahşap parçasını bir araya getirip, talebe göre farklı ahşap süslemeler ve parçalar da kullanarak beşik üretiyor.
Aziz Kahraman, AA muhabirine, çevresindeki insanların “Beşik yapmayı bırakma” isteği doğrultusunda mesleğini sürdürdüğünü söyledi.
Beşik üretmenin uzun ve emek gerektiren bir iş olduğunu vurgulayan Kahraman, bir beşiğin yapımının 4-5 gün sürdüğünü ifade etti.
Kahraman, beşik yaparken uzunluk harici bir ölçü kullanmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“Ölçüde metre kullanırım ama geri kalan parçaların kalınlıkları göz kararı. Uzun yıllar yapınca alıştım tabii, parçalara kalınlık vermiyorum, hep göz kararı çıkıyor ama hepsinin ölçüsü birdir, ayırt edemezsin, fabrikadan çıkmış gibi. Bu iş böyle, bir zeka işi, ustalık işi.”
Çırak bulmakta sorun yaşadığını belirten Kahraman, Giresun’da beşik ustalarının parmakla sayılacak kadar az olduğunu dile getirdi.
– “En iyisi ıhlamur ağacı”
Aziz Kahraman, en kaliteli beşiğin ıhlamur ağacından yapıldığını kaydederek, “Ihlamur ağacı bulamazsam kızılağaçtan yapıyorum. Diğer ağaçlardan olmuyor değil ama mesela kestane ağacından yapılsa pürüzlü olur, boyayı iyi göstermez. En iyisi ıhlamur ağacı, 40-50 sene beşiğe bir şey olmaz, kullanılır.” diye konuştu.
Yaptığı beşiklerin dört farklı çeşidi olduğuna işearet eden Kahraman, “Orta beşik, sıra beşik, çift kafes, bir de tüm yanları kafesli olan var. Bu beşiklerin ebatları aynıdır ama boncuk sayısı farklıdır, süs vardır, işçilik farkı vardır. Bir beşiğe 100 civarı parça gidiyor, tabii 150-200 parça giden de var.” ifadelerini kullandı.
– “Tarlada çocuk beşikte uyur, kadınlar da çalışırdı”
Çocukların tahta beşikte çok rahat yattığına dikkati çeken Kahraman, “Geçmişte buralarda tarla işleri çok olurdu, kadınlar sırtlarına çocukları sararlardı, beşiği de yanlarına alıp tarlaya giderlerdi. Tarlalarda çocuk beşikte uyur, kadınlar da çalışırdı.” dedi.
Kahraman, Türkiye’nin çeşitli illerinden de sipariş aldığına değinerek, şöyle devam etti:
“Bursa ve İstanbul en fazla beşik gönderdiğim yer. Şu an bir beşik yapıyorum, onu da Trabzon’a göndereceğim. Hatta Kanada’ya da beşik gönderdim. Beşiği alan kişi memleketi Güce’ye izne geldiğinde çocuğu bu beşiğe yatırıyor, çocuk da çok rahat etmiş, sipariş verdi, yaptırdı, aldı uçakla Kanada’ya götürdü. Daha önce Almanya’ya da alıp götüren oldu. Montajını tarif ediyorum, gittikleri ülkede alanlar kendileri takıyorlar.”